Kültürlerin, dillerin ve dinlerin kesiştiği mekan
Tarihi İstanbul kadar eski GALATA
İstanbul’un tarihi kadar eski olan bir semt Galata. Galata çeşitli mezheplere, tekkellere, dinsel ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Romanyot, Karay, Sefarad, Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenovalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıyla zengin bir dinler, diller mozaiği oluşturur.
ÇOK KÜLTÜRLÜ, ÇOK DİNLİ
Galata’nın parlak dönemi 12. yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla yerleşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venedikliler’in eline geçer. 13. yüzyıldan sonra bölge Cenovalılar’ın egemenliğinde bir Latin kolonisidir. Galata Batı’yı simgeler. II. Mehmed İstanbul’un fethi sırasında ikili davranan Cenovalılar’ın Galata’da kendi yöneticileri ile yönetilmesine izin verir. Ancak eski İstanbul surları içindeki Latin kiliselerini de oraya gönderir. Sur içinde Batı’yı temsil ettirmez. Bölgeye daha sonra Müslümanlar da yerleştirilir. Fetihten 23 yıl sonra 1476 tarihli bir belgeye göre Galata’da 592 Rum, 535 Müslüman, 332 Frenk, 62 Ermeni Evi varmış. Galata çeşitli mezheplere, tekkelere, dinsel ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoksi Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Romanyot, Karay, Sefarad, Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenovalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıyla zengin bir dinler, diller mozaiği oluşturur. 19. Yüzyılda nüfus artınca yerleşim yukarı doğru kayar, konsolosluklar orada kurulur, zaman içinde bugünkü Beyoğlu oluşur. Galata’yı çevreleyen ve Galat Kulesi’nde uç noktaya ulaşan surlar Osmanlılar ile birlikte yıktırılır ve zaman içinde geriye çok az bir kalıntı kalır.
Gemicilerin semti olması nedeniyle aynı zamanda eğlence bölgesi haline gelen Galata sık yangınlarla sürekli yenilenir. Yabancı devlet temsilcilerinin, reformcu sultanların Beyoğlu’na ağırlık vermesiyle büyük kamu binalarına sahip olamaz. Yine de Galata her köşesinde tarihsel bir gizemi barındırmayı sürdürüyor.
AYASOFYA BENZERİ CAMİİ
Galata’nın Tophane Meydanında, askeri yapıların en görkemlilerinden biri olan Tophane göze çarpar. Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan askeri yapılanmanın bugünkü 8 kubbeli taş ve tuğla karışımlı hali, Sultan III. Selim’den (1803) kalmadır. Tophanenin karşısında yer alan ve eski yapıların bir parçası olan Teftiş Köşkü, bugün Marmara Üniversitesi Konukevi olarak işlev görmekte. Köşkün yanındaki avlusuz, ince minerali cami barok mimari örneklerinden 1826 tarihli, saray mimarı Ermeni Kirkor Balyan’ın eseri Nusretiye Camii’dir. Köşkün Karaköy tarafında yer alan 1732 tarihli Tophane Çeşmesi, barok yapılı, bitkisel motifler ve arabesklerle süslüdür. Tophane sırasında, Karaköy tarafında set üstünde yer alan küçük camii ise 1520’de Kızlar Ağası Karabaş Mustafa Ağa tarafından yaptırılan Karabaş Mescidi’dir. Tophane Meydanı’nı süsleyen ağaçlar arasında Kılıç Ali Paşa Camii İtalyan asıllı Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa’nın Mimar Sinan tarafından yaptırılan külliyeye aittir. Külliye türbe, sebil, medrese ve hamamdan oluşur. 1580 yılında inşa edilen camiin 41 ağaç üzerine oturan 2 yarım kubbesi ve pandantifli ana kubbesi vardır. Planı Ayasofya’ya benzer. Mihraptaki İznik çinileri varid, camiin arkasında yer alan mezarlıkta ilginç bir plana sahip Kılıç Ali Paşa Türbesi ile denizcilere ait değişik mezar taşları bulunur. Caminin hemen yanında yer alan 1583 tarihli Kılıç Ali Paşa Hamamı, camiinkinden büyük bir soyunmalık kubbesine sahiptir.
DÖRDÜNCÜ KATTAKİ KİLİSELER
Kılıç Ali Paşa Caminin arkasından denize doğru yürüdüğümüzde muhtemelen en yakın cadde olan Kemankeş Caddesi’ne varırız. Caddenin Tophane girişindeki Frank Han 1895 tarihli bir şirkettir. Sol tarafta yer alan ve hanın birinci girişini çatılı, Paket Postanesi bu yapının başlangıç itibaren inşa edildi. Sağdaki Voyvoda Karakolu hala Tanzimat Dönemi Osmanlı amblemleri taşımaktadır. Karakol’un yanındaki ünlü Fransız Pasajı (Fransız Geçidi Çıkmazı) yeniden restore edildi. Yine sağdaki Mimar Nafilyan’ın yapıtı Hovagimyan Hanı (Sümerbank Holding Binası, No: 47) ilginç ön yüz süslemeleri ile dikkat çeker. Az ilerde sağda yer alan İstirat Han, kabartmalarla ilginçliği dikkat çeker. Soldaki Gümrükler Başmüdürlüğü çevreye aykırı duran piramidal çıkıntıları, dilimli kabartmaları ile benzeri olmayan eklektik bir yapıdır. Kemankeş Caddesinin sonunda deniz kıyısındaki Denizyolları Binası üç kat boyunca yükselen sütunçeleriyle ortaya çıkar. Gümrükler Başmüdürlüğü Binası karşısından Galata Şarap İskelesi Sokağı’na gireriz. Bir zamanların ünlü Ancona, Tenedos (Bozcaada), Saragossa şaraplarını anımsatan sokaktaki 6. Vakıf Han, Liman Ticaret ve 10 numaradaki I. Ulusal Mimarlık Dönemi mimarlarından Vedat Tek’in evi olan Muradiye Han ilginç binalardandır. Bu Mumhane Caddesi’nin en ilginç binasına geçiyoruz. Bu bina çevredeki diğer benzerleri gibi 1850’li yıllarda Rusya’dan Yunanistan’daki kutsal merkez Aynaroz’a (Kutsal Dağ, doğrusu Ayonoroz) ya da Kudüs’e gitmek isteyen hacı adaylarının konaklaması için yaptırıldı. En üst katlarına da birer kilise oturtuldu. Pandelemion, Aya Andrea ve Aya Elia adlarını taşıyan kiliselerin yeşil renkli kubbeleri Galata Kulesi’nden çok iyi görülebilmekte. Bugün PAE Kiliseleri Cemaati Fukuraperver Cemiyeti adlı bir vakıfça idare edilen bu binalar 1917’den sonra Beyaz Ruslara mekân oldu. Günümüzde ise Anadolu’dan İstanbul’a göç edenlerce iskân ediliyor. Bir apartmanın üst katında kilise görmek Galata gezisinin hoş yanı olsa gerek.
TÜRK ORTODOKS PATRİKHANESİ
Rus Kiliselerinden birinin bulunduğu binanın yanından denize ters istikamette yürüdüğümüzde Hoca Tahsin Sokağı’na geliriz. Bu sokakta 11 numarada bir Rus Kilisesi, 12 numarada ise Türk Ortodokslarına ait 1887 tarihli Aya Nikola Kilisesi yer alır. Sokağın Tophane’ye doğru devamındaki Ali Paşa Değirmeni Sokağı başında Türk Ortodoks Patrikhanesi bulunur. Fener’deki Rum Ortodoks haberli olan çok sayıda İstanbullu için Türk Ortodoks Patrikhanesi şaşırtıcı bir olgudur. Türk Ortodoks Patrikhanesi, Papa I. Eftim adıyla kendini patrik ve Fener Patrikhanesini yetkisiz ilan eden Pavli Eftim Erenerol tarafından kuruldu. Kilisedeki en önemli eser 16. yüzyılda Kırım’dan getirildiği söylenen gümüş kaplama içindeki Siyah Meryem Ikonasıdır.
Türk Ortodoks Patrikhanesi ‘nin önünden yürüyüp Necati Bey Caddesi’ni geçtiğimizde ara sokaklardan birinin adı Vekilharç Sokak’tır. 15 numarada bugün Güneydoğu Anadolu’dan göç eden Süryanilerce kullanılan Aziz Vafizci Yahya (Yohannes Prodromos) Kilisesi yer alır. Necati Bey ile Kemeraltı Caddeleri arasında Vekilharç Sokağa paralel durumdaki Sakızcılar Sokağında, 9 numarada Getronagan Ermeni Lisesi, 3 numarada Surp Kirkor Lusavoriç Ermeni Gregoryen Kilisesi yer alır. Kemeraltı Caddesinden geçerken özgün kabartmalı dış cephesini görüp de merak ettiğimiz bu yapı Istanbul’daki en eski Ermeni Gregoryen kilisesidir. Tarihi 1391’e kadar inmekte. Ancak birkaç kez yanmış, 1731’de yandıktan sonra Sarkis Kalfa tarafından yeniden yapılırken duvarlarına Osmanlı Sultanları III. Mehmed ile 1. Mahmud’un resimler konmuş. 1957-58 yıllarındaki cadde genişletilmesi sırasında biraz geriye alınmıştır.
1965 yılında tamamlanan bugünkü yapının alttaki gömüt yerinde çok değişik Osmanlı çinileri yer almaktadır.
HANLAR, KILISELER CAMILER…
Sakızcılar Sokağı’ndan Kemeraltı Caddesi’ne çıktığımız yerin karşısında yer alan Özel Karaköy Rum Lisesi sütunlu girişi ile dikkati çeker. Kemeraltı Caddesi’nin bu en önemli yapısı, kulesi ile ünlü bugünkü St. Benoit Lisesi’dir. 15. yüzyılda insa edilen kiliseden günümüze yalnızca ortaçağ özellikli kulesi kalmış. Sırasıyla Benediktenlerin ve Cizvitlerin denetiminde kalan kilise son olarak Lazaristlerce yönetilmektedir, Kemeraltı Caddesi’nden Karaköy’e doğru ilerlerken sağda göreceğimiz tuğlalı büyük yapı. 1834’te inşa edilen, Katolik Ermenilere ait, Surp Pirgiç Kilisesi’dir.
Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin önünden yürüyüp Necati Bey Caddesi’ni geçtiğimizde ara sokaklardan birinin adı Vekilharç Sokak’tır. 15 numarada bugün Güneydoğu Anadolu’dan göç eden Süryanilerce kullanılan Aziz Vaftizci Yahya (Yohannes Prodromos) Kilisesi yer alır.
Kemeraltı Caddesi’nin sonunda Karaköy’e doğru yürürken 34-2 numarada göreceğimiz içi yazıtlı Balıklı Han da bir başka ilginç yapıdır.
Karaköy Meydani çevresinde genelde yüzyılımızın başında insa edilen çok güzel eserler var. Bunlardan Karaköy Palas, Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayi-i Nefise Mektebi) hocalarından, Sen Antuan Kilisesi mimari, Gulio Mongere’nin yapıtı. Cephe süslemelerine önem veren Mongeri, Karaköy Palas’ın ön yüzünde Bizans süslemelerine ağırlık verir. Eski hanların en büyüklerinden olan Ömer Abed Han, 25 yıl Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yapan Levanten Alexandre Vallury’nin eseri. Ziraat Bankası Karaköy Şubesi Viyana Bankası için Avusturyalılarca yapılmış. Denize bakan ikinci kat terasında sanayii ve ticareti temsil eden iki heykel bulunuyor. Minerva Han, Karaköy Meydani çevresindeki heykelli binalara bir başka örnektir. Nordstern Han geç gotikten Rönesans’a geçiş yapan bir mimari özelliğe sahip 1889 tarihli bir yapı.
Gümrükler Başmüdürlüğü’nden Kemankeş Caddesi’nin sonuna doğru yürürsek karşımıza Gümrük Sokak köşesinde, eski St. Claire Kilisesi’nin yerine 17. yüzyılda yapılan Kemankeş Mustafa Paşa Camii gelir. Camiin dış duvarları ve çeşmeli girişi dışında ilginç bir yani yoktur.
YERALTI CAMİİ
Kemankeş Caddesi üzerinde yürürken sağda bugün pembe rengiyle dikkat çeken eski Karantina Binası’nın altında Yeraltı Camii bulunur. Yeraltı Camii hiç şüphe yok ki Galata’nın, hatta İstanbul’un en şaşırtıcı yapısıdır. Cami ayni yerde bulunan Kurşunlu Mahzen’in ya da bir kulenin dönüştürülmesi ile 1757’de gerçekleştirildi. Bazı tarihçiler bu kulenin Haliç ağzına gerili zinciri (su anda Harbiye deki Askeri Müze’de bulunan zincirin bugünkü Sepetçiler Kasrı ile Karaköy arasında dubalar üzerinde yer aldığı söylenir) korumak için insa edilen kule olduğunu söylerler.
Basık ve karanlık olan iç mekânda üstü tonoz örtülü 54 sütun vardır. Cami içindeki mezarların Arapların ilk İstanbul kuşatması (674-78) sırasında şehit olan sehabeden Ebu Süfyan ve Ebu Vehabi’ye ait olduğu belirtilir. Camiin bir kapısından girip arkadaki diğer kapısından başka bir sokağa çıkabilirsiniz. (Galata’ nın diğer önemli yapılarını anlatmayı gelecek yazımıza bırakıyoruz.)



BEYOĞLU VE PERA
GALATA CADDELERİNDEKİ GİZLİ TARİH
Bunları da beğenebilirsiniz

Bir Dünya Tiyatrosu HİNDİSTAN
6 Temmuz 2020
İRAN GÖRÜLMEDEN ANADOLU ALGILANAMAZ
12 Haziran 2020