Gezi Yazıları

PRİŞTİNE*

Kosova’nın başkenti Priştine gezginlere, Taş Devri’ne uzanan bir tarihi, köklü bir mimariyi, leziz yerel tatları ve alabildiğine yeşil bir doğayı keşfetme sözü veriyor.

Dünyanın çiçeği burnunda son bağımsız devleti Kosova’nın başkenti Priştine bir kültür ve üniversite merkezi. Ülkenin kuzeydoğusunda yayla üzerine kurulu, kıtalararası yolların kesişme noktasındaki Priştine, deniz seviyesinden 585 ila 640 metre kadar yüksekte yer alıyor. Sırtını, doğusundaki Gırmia Dağı eteklerine dayamış şehir, güneybatıya dönük yüzüyle engin Kosova Ovası’nı seyretmekte. Gün batımlarında kuzeyden esen ılık rüzgârlarıyla sakinlerine ve ziyaretçilerine serin, ferah geceler yaşatıyor.

Az Zamanda Daha Çok Kosova

Kosova yaklaşık 11 bin kilometrekarelik ufak bir ülke, dolayısıyla başkent Priştine’de yapacağımız bir geziye rahatlıkla çevre illeri ve köyleri de ekleyebiliriz. Gezimize Dardania’dan, bir apartmanın yaklaşık üç katını kaplayan Clinton portresinin önünden başlayabiliriz. Bu portre ile Clinton, önündeki caddeye de adını vermiş. Buradan Nene Tereza (Rahibe Teresa) Caddesi’nde güzel bir yürüyüşle devam edebiliriz. Hindistan’daki çalışmaları dolayısıyla Nobel Barış Ödülü alan Rahibe Teresa Arnavut asıllı olduğu için bu bölgede çok seviliyor.

Caddenin sonunda Priştine Meydanı’na varılır. Meydanın çevresinde Murad Camisi, Yaşar Paşa Camisi, şu anda müze olarak kullanılan Eski Yönetim Binası ve Fatih Camisi (Büyük Cami) yer alıyor.

Kosova Müzesi

Yıldırım Bayezid tarafından 1389’da inşaatına başlanan, Fatih Sultan Mehmed döneminde tamamlanan Sultan Murad (Küçük Fatih/Çarşı) Camisi, 12 köşeli bir kasnağa ve merkezi bir kubbeye sahip. Mihrap, minber ve mahfili orijinal olan caminin minaresi ve son cemaat yeri yeniden inşa edilmiş. Kosova Müzesi yanındaki Yaşar Paşa Camisi 1835 yılına tarihleniyor. Priştine camilerinin en görkemlisi, 1462 tarihli Fatih Sultan Mehmed Camisi ise, yine bir Osmanlı eseri olan saat kulesinin yanına konumlandırılmış. Yapı, kündekâri kapısı ve ahşap kepenkleri ile ilgi çekici.

Neolitik Devre Ziyaret

Geriye dönerek, Priştine Müzesi’ne bir göz atabiliriz. Müze, şehrin 15 kilometre güneyindeki Roma çağında Ulpiyana adıyla anılan bir kasabanın ve daha önemlisi bölgenin Neolitik dönemine ait kalıntılar içeriyor. Taş Devri’ne ait bazı arkeolojik bulgular, tarihi MÖ 4 bin yıl öncesine uzanan bir yerleşim merkezinin varlığını ortaya koyuyor. Kazılarda bulunan taş balta ve seramik kapların ise Neolitik devre ait olduğu düşünülüyor.

Roma’nın yıkılışıyla Priştine kenti, Balkanları birbirine bağlayan ana yollara doğru kaymaya başlamış ve böylece, Güneydoğu Avrupa’nın ana yolları üzerindeki önemli bir ticaret merkezine dönüşmüş. 1389 yılındaki meydan savaşından sonra Kosova, Osmanlı yönetimini yaşamaya başlamış. 1912 yılındaki Balkan Savaşı’na kadar imparatorluğun bir parçası olan Priştine, iki dünya savaşı arasında, çarşısıyla Türk-İslam mimari özelliklerini taşıyan küçük bir şehir görünümündeydi. Ancak Osmanlı’nın bu coğrafyadaki en önemli izi, Priştine’nin 10 kilometre kuzeyinde savaşların yaşandığı Kosova Ovası’ndaki Sultan I. Murat Türbesi.

Murat Hüdavendigar Türbesi
Murad Hüdavendigâr Türbesi

Kaynaklara göre; I. Murad (Hüdavendigâr) I. Kosova Savaşı alanında gezerken, hançerle hayatına son verilir ve yüreği bu alanda toprağa gömülür. Naaşı ise, Bursa’da bugün Muradiye olarak bilinen külliyeye defnedilir. Yıldırım Bayezid burada bir türbe yaptırır. Bu türbe defalarca yenilenir, son olarak TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) katkılarıyla son biçimini alır. Murad Hüdavendigâr Türbesi bugün, Rumeli Türklerinin en kutsal ziyaretgâhı. Ayrıca, turistlerin de ilgiyle ziyaret ettiği tarihi bir yer. Dini bayramlarda Kosovalıların teşrifiyle renklenen türbe, özellikle mayıs ayının başında kutlanan Hıdrellez Bayramı’nda Kosova’nın her yerinden ve komşu Sancak bölgesinden binlerce kişiyi kendisine çeker. Dilek dileyenler, adak adayanlar, hastalara şifa arayanlar, dua edenler burada buluşur…

Osmanlı Konakları

Priştine’de ayrıca, bugün fiziksel özellikleri farklı durumda olan Piri Nazır Külliyesi, Emir Alaaddin, Hasan Ağa, Hatuniye, Muhacir Mahallesi (Kadriye), Ramazan Çavuş, Yarar Çeribaşı, Yusuf Çelebi camileri görülebilir. Dinsel yapılara ek olarak şu anda konut olarak kullanılan Danyal Tekkesi ve Türbesi ile Kadiri Tekkesi’ni ziyaret etmek ilginç olabilir. Priştine’de Osmanlı sivil mimarisinin en önemli öğelerinden iki katlı, mutfaklı, çardaklı, sofalı, cumbalı, çeşmeli, ahşap yüklüklü, hamamcıklı konaklarına ilişkin çok güzel örnekler varlıklarını sürdürüyor. Emincikler Konağı, Huniler Konağı, Koca Dişliler Konağı (Priştine Anıtlar Kurulu Binası) gibi…

Başkente Yakın Ziyaret Noktaları

Priştine’nin 8 kilometre doğusunda, 15. yüzyıla tarihlenen Graçanitsa Ortodoks Manastırı bulunur. Bizans mimari stilindeki kilisesinin 14. yüzyıldan kalma freskleri hâlâ çok canlı.

Gırmia Ormanı (6 kilometre), Gadime Mermer Mağarası (30 kilometre), Brezovica Kayak Merkezi (70 kilometre) doğaseverler açısından görülmesi hoş olacak yerler arasında sayılabilir. Başkentin 80 kilometre güneyindeki Prizren ile 80 kilometre batısındaki İpek (Peja) kentleri Kosova keşif noktalarına mutlaka eklenmelidir. Nüfusunun tamamı Türk olan Mamuşa Köyü, Vushtrri, Gilan, Mitravica, Rugova, Kaçanik, Ferizay, Dragaş, İstog (Burim), Deçan, Radave, Gjakova ziyaret etmeniz gereken diğer yerler arasında sayılabilir.

Halveti Tekkesi, Prizren
Ortaçağ’a Yolculuk

Kosova’daki en önemli Ortaçağ yerleşimleri arasında Prizren, Nobırda (Artana), Vushtrri bulunuyor. 50 kilometre doğusundaki Nobırda (Artana), Ortaçağ’da Balkan ülkelerinin ticaret merkezi durumundaki bir kentti. Tarihi kalesi, camisi, tekkesiyle, Ortaçağ’a ait kilise kalıntılarıyla o dönemin izlerini taşıyor. Nobırda (Artana) ziyaretinin devamında Gilan yolu üzerinde şifalı sularıyla ünlü Klokot Kaplıcaları’nın rehabilitasyon merkezinde iyice dinlenebilir, yeşilliklerine yorgunluğunuzu bırakabilirsiniz. Ortaçağ’da ikinci önemli ticaret ve zanaatçılık merkezi ise Janjeva idi. Janjeva, Nobırda (Artana) ve Trepea madenlerinden çıkarılan gümüşün temizlenebildiği bir ticaret merkezi olarak ün kazanmıştı.

Priştine’nin Bugünü

Aynı zamanda yüksek öğrenim merkezi sayılan Priştine’de yeni dönemde kurulan birçok özel üniversitenin yanı sıra, 1970 yılında kurulan Priştine Üniversitesi’nde yaklaşık 24 bin öğrenci çeşitli fakültelerde öğrenim görüyor.

Başkent bugün çok iyi ulaşım ağlarına sahip durumda. Karayoluyla kuzeydeki Niş ve Belgrad’a ve güneydeki Üsküp’e; demiryoluyla Kosova Ovası tren istasyonu sayesinde Kuzey ile Güney Avrupa’ya; Priştine Uluslararası Havalimanı sayesinde de dünyanın tüm merkezlerine ulaşmak mümkün.

Geçen yüzyılın son yılı 1999’da yaşanmış savaşın yorgunluğunu 17 Şubat 2008’de ilan edilen bağımsızlıkla üstünden atan Priştine kenti, tarihi güzelliklerin gizlendiği, güven dolu sokaklarıyla, farklı yerleri tanımak ve gençlik kokan bir şehri keşfetmek isteyenleri bekliyor.

*“Priştine”, Skylife, Temmuz 2008, s. 39-52.