Emperyalizme Karşı Ortadoğu Devrimci Çemberi Kurulmalıdır
Bugün Türkiye’de, İran’da, Irak’ta, Lübnan’da, Filistin’de Arabistan’da, Mısır’da emperyalizme karşı savaş verilmektedir. Bu ülkelerin bir kısmında ilerici, anti-emperyalist iktidarlar başa geçmiş ve emperyalizmin nüfuzunu tasfiye ile yolunda etkin çalışmalara girişmişlerdir. Ama bu ülkeler dahil, tüm Ortadoğu’daki temel mesele yığınların aktif olarak kavgaya sokulması, işçi ve köylülerin örgütlenmesini sağlayarak işçi sınıfı ideolojisi öncülüğünde halk savaşlarının gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle, Ortadoğu’da proleter ideolojisi, bugün öncü durumda olan küçük burjuva ideolojisinin yerini almalı, şovenist eğilimlere karşı dikkatli olunmalı, etnik gruplar ve azınlıklar meseleleriyle, devrimci meseleler arasında bir birlik sağlanmalıdır.
Ortadoğu devrimci çemberini kurmak yolunda çalışalım
Ortadoğu’da emperyalizme karşı ortaya çıkan bugünkü durumu biz Ortadoğu devrimci çemberi olarak adlandırıyoruz. Bu çember Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Aden, Kuveyt, Lübnan, Ürdün, Filistin, Kıbrıs, Irak ve Suriye’yi içine almaktadır, Ortadoğu devrimci çemberi, Ortadoğu’daki devrimcilerin emperyalizme karşı oluşturdukları çemberdir. Ortadoğu’da emperyalizme kesin darbe, bu çemberin güçlülüğü oranında vurulabilecektir.
Filistin komandolarının kurtuluş mücadeleleri, 1969’un son günlerin-deki Rabat Toplantısı ve dört hücumbotun İsrail tarafından kaçırılması olayları da göstermektedir ki, Ortadoğu, 1970 yılının en hareket-bölgelerinden biri olacaktır. Bu hareketliliğin merkezi, hiç şüphesiz, Filistin’dir. Filistin’deki kavga, egemen güçler tarafından bugüne kadar hep Arap-Yahudi meselesi olarak gösterilmiştir. Oysa bu mesele, tüm Ortadoğu ülkelerinin meselesidir. Emperyalizm, Ortadoğu’daki çıkarlarım hammadde ve mamul madde pazarlarını, petrol kaynaklarını gözden çıkarmadan ne Kıbrıs’taki üslerini bırakacaktır, ne Türkiye’den gidecektir, ne de İsrail savaş çılgınlarını sonuna kadar desteklemekten vazgeçecektir. Bunun için Filistin Meselesi kendi içinde bir mesele olarak değil, emperyalizmin en yoğun faaliyet alanı olan Ortadoğu Devrimci Çemberi içinde ele alınmalıdır.
- Ortadoğu halklarının savaşı emperyalizm ve onun maşası kolonyal siyonizme karşıdır
Bugün İsrail siyonist kolonyalizminin (bölgesel yayılmacılık) ve başta Amerika ile İngiltere olmak üzere emperyalizmin ortak bir hedefi vardır. Amaçlarına ulaşabilmek için Ortadoğu’daki ülkeleri çok zayıf bir durumda ve bölünmüş olarak tutabilmek. Emperyalizm, amaçlarını gerçekleştirebilmek için bir yandan İsrail’i desteklemekte, öte yandan İsrail’e küfreder görünen gerici Arap hükümetlerini elinde tutmak istemektedir. Bu karışık politika, Ortadoğu’da egemenliklerini sürdüren gerici hükümetlerin ve onu elinde tutan egemen sınıfların işine yaramaktadır. Tek hedef olarak İsrail Devleti’nin yıkılmasını gösteren ve bunun için de sürekli olarak silahlanan bu oligarşiler, gerçekte kendi durumlarını, statükoyu korumaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Ama bu durum, Haziran 1967 yenilgisiyle değişmiş ve su üstüne çıkmıştır.
- Emperyalizm ile kolonyalizmin yanında egemen sınıflarla da mücadele unutulmamalıdır
Günümüzde Ortadoğu devrimcileri bir yandan emperyalizme ve onun maşası siyonist kolonyalizme karşı savaşırlarken, öte yandan da egemen sınıflara karşı savaşmak zorundadırlar. İşte bu noktada mili mücadele ile sınıf mücadelesi iç içe girmekte ve ayrılmaz bir bütün oluşturmaktadır. Filistin Demokratik Halk Kurtuluş
Cephesi gibi Marksist-Leninist örgütlerin ortaya çıkışı, bu durumun sonucudur.
Bugün eğer Ortadoğu’da emperyalizme ve siyonizme karşı bir birlik kurulacaksa, bu birlik, Arap düzenleri arasında değil, Ortadoğu halklarının silahlı örgütleri ile Ortadoğu yığınlarının proleter öncüleri arasında kurulacaktır. Ve bu birliği sağlayacak olan ideoloji de küçük burjuva milliyetçiliği değil, proleter ideolojisi olacaktır. İşçi ve köylülerin örgütlenmesini sağlamak ve işçi sınıfı ideolojisinin öncülüğünü gerçekleştirip halk savaşlarını muzaffer kılmak tek çıkar yol olarak görünmektedir.
- Emperyalizm ahtapotunun bir kolunun kesilip bir ülkeden kovulması yeterli değildir
Öte yandan, Ortadoğu’ Devrimci Çemberi içinde etnik meseleler de hayli önem kazanmaktadır. Özellikle son zamanlarda Irak ve Suriye’de gelişen Kürt hareketleri, Kıbrıs’taki Türk-Rum anlaşmazlığı çok dikkatle ele alınmak zorundadır. Örneğin Kıbrıs’ta «Böl ve Yönet» politikası izleyerek Kıbrıs halklarını birbirine düşüren, bir yığın örgüt ve siyasi parti kurduran emperyalizme karşı devrimcilerin çok değişik taktikler kullanması gerekmektedir. Ortadoğu Devrimci Çemberi içinde devrimciler, bütün ırkçı, şovenist eğilimlere karşı amansız bir mücadele vererek devrimci safların etnik meseleler yüzünden dağılmasını önleyip, «ulusların kendi kaderlerini tayin etme» ana ilkesi etrafında, «halkların kardeşçe ve özgürce bir arada yaşaması» ilkesini savunarak, azınlıklar meselelerine devrimci birlik ve dayanışma içinde çözüm yolları aramak zorundadırlar.
Bu gelişim içinde Türkiye devrimcileri, Türkiye’nin doğusundaki hakim çelişkinin Türk ve Kürt halkları arasında olmayıp, Türk ve Kürt emekçi halklarıyla emperyalizmin işbirliği durumundaki Doğulu ve Batılı egemen sınıflar arasında olduğu gerçeğinden yola çıkarak Doğu meselesine eğilmeli ve meseleyi Ortadoğu Devrimci Çemberi içinde ele almalıdırlar.
Emperyalizm Ortadoğu’da bir ahtapot örneği kollarını yaymış, Ortadoğu ülkelerini sömürmekte, İsrail siyonizmi aracılığıyla Ortadoğu’da köprübaşını sağlamlaştırmağa çalışmaktadır. Ayrıca en gerici ideolojileri destekleme, özünden saptırılmış gerici bir dinci ideolojiyi Suudi Arabistan’daki Aramco gibi uluslararası şirketler yoluyla örgütlenmeğe çalışmaktadır.
ABD öncülüğündeki emperyalizm, bir yandan Ortadoğu ülkelerini ekonomik olarak sömürüp onları tekelci kapitalizmin bir parçası haline getirirken, bir yandan da bu ülkelerdeki devrimci ve anti-emperyalist bütün hareketleri en başından bölmek, hedefinden saptırmak için her türlü tedbiri almaktadır. Ortadoğu’daki emperyalizmin bir kolu kesilse bir ülkeden emperyalizm kovulsa bile, ahtapot bir süre sonra komşu ülkelerdeki diğer kollarıyla o ülkeyi tekrar kuşatacaktır. .
Amaç, Ortadoğu’da emperyalizmi bütün kendine bağlı unsurlarıyla beraber yok etmek olmalıdır. Bu gerçek karşısında, Ortadoğu’daki devrimcilerin dayanışma içinde bulunmaları şarttır. Bu amaçla Ortadoğulu devrimcilerinin zaman zaman bir araya gelip, milli özellikleri ve unsurların göz önünde tutarak, devrimci kavganın bütün stratejik ve taktik meselelerini tartışıp, emperyalizme kesin darbeyi vurmak yolunda bölgesel ortak hedef ve taktikleri görüşmeleri gerekir. Bunun için Ortadoğu devrimcileri Ortadoğu ülkelerinin:
- Sosyo-ekonomik yapıları,
- Sosyalist güçleri ve örgütleri,
- İşçi-köylü hareketleri,
- Milliyetçi hareketleri,
- Solcu görünen devrimleri,
- Öğrenci hareketleri,
- Emperyalist güçler karşısındaki yerleri, hakkında kısa zamanda bilgi edinmek zorundadırlar.
ANT Haftalık Dergi, 6 Ocak 1970, Sayı: 158, s.12