Ortadoğu Devrimci Çemberini Güçlendirelim…
Çağımız emperyalizmin tam bir çöküşe, sosyalizmin ise dünya çapında zafere doğru koştuğu bir çağdır. Emperyalizm dün Küba’da, Kore’de Vietnam’da, bugün Laos’ta büyük yaralar almıştır.
Bugün emperyalizmin direndiği, direndiği için de bütün güçlerini seferber ettiği bölge Ortadoğu bölgesidir. Ortadoğu yakın günlerin ateş çemberi olacaktır. Emperyalizm bu yörede savaş açmıştır. Ve bu savaştan, mağlup çıkan yine emperyalizmin kendisi olacaktır.
ANT’ın 158. sayısındaki yazımızda Ortadoğu’da emperyalizmi kendine, bağlı bütün unsurlarıyla yok etmek, emperyalizme bu bölgede kesin darbeyi vurmak amacıyla ORTADOĞU DEVRİMCİ ÇEMBERİ’nin oluşturulmasını önermiştik. Özü, emperyalizme kesin darbeyi vurmakta ve Ortadoğu gerçeklerinde yatan bu görüş kısa zamanda güç kazanmaya başlamıştır. Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’nin görüşlerini savunan «El Hürriye» gazetesi yukarıda sözü edilen yazıyı basarak, Filistinli devrimcilerin tartışmasına sunmuştur. İranlı devrimciler, Kıbrıs’lı devrimci kardeşlerimiz de aynı coşkuyla Ortadoğu’da emperyalizme hep birlikte vurabilmeyi alkışlamaktadırlar.
Son dünya olaylarına bir göz atarsak – ABD’nin Türkiye, İran, Filistin ve Afrika’ya resmi adamlarını göndermesi, Ortadoğu’da çeşitli ülkeleri birbirine düşürmek için yapılan komplolar, Libya, Yunanistan ve İsrail’in uçaklar satın alması, Biafra = Nijerya olayları, Ortadoğu’da çeşitli saldırılar, uçak düşürmeler, bombalamalar, katliamlar, «Diyarbakır Sabotajı» yalanı, Laos halkının zaferi, Kıbrıs olayları vb. görürüz ki, Dünya devrimci hareketinin önümüzdeki merkezi Ortadoğu olarak belirmektedir. Ve Ortadoğu’daki devrimci mücadele Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da verilen dünya devrimci mücadelesinin bir parçası olarak gelişecektir.
Tekelci kapitalizm Ortadoğu’da sıkışmaktadır. Güney Yemen, Zufar halklarının zaferi, Filistin devrimcilerinin mücadelesi, Kıbrıs ve Türkiye halklarının mücadelesi, İran’da, Irak’ta, Lübnan’da Mısır’da, Suudi Arabistan’da, Kuveyt’te, Bahreyn’de gelişen devrimci hareketler ve işçi sınıflarının güçlenen mücadelesi emperyalizmin Ortadoğu’da Çöküşünü hazırlamaktadır. Saldırgan emperyalizm son bir gayretle Ortadoğu’da tutunabilmenin yollarını aramaktadır. Emperyalizm, Ortadoğu’da helenizmi ve siyonizmi kullanarak halkları zayıf ve dağınık bir durumda tutabilmek için her yola başvurmaktadır. Gerici hükümetleri, Yunanistan’ı, Suudi Arabistan’ı, Kuveyt’i, İran’a bu yolda kullanmakta, devrimcilere baskı yapmakta, halkları bölmekte ve çeşitli provokasyonlara girişmektedir.
Türkiyeli devrimcilerin Ortadoğu meselelerinden soyutlanmış bir antiemperyalist mücadelesi olamaz. Ortadoğu’da gerçek bağımsızlıklar ancak emperyalizmin kendine bağlı tüm unsurlarıyla Ortadoğu’dan bir bütün olarak, kovulmasıyla elde edilecektir. Ortadoğu’da bir ülkenin diğerlerinden önce bağımsızlığını elde etmesi yetmeyecektir.
O devrimci iktidarın bağımsızlığını koruyabilmesi ve sosyalist kuruluşa yönelebilmesi ancak emperyalizmin tehditlerini, yeniden sızmalarını, önleyebilmek ile mümkün olacaktır. Nihai hedef sosyalizm yolunda, kesintisiz devrim süreci içinde bir yandan ülkedeki anti- emperyalist mücadele geliştirilirken, öte yandan bu anti – emperyalist kavganın bütünleştirebilmesi ve gerçek hedefine ulaşabilmesi için ORTADOGU DEVRİMCİ ÇEMBERİ içinde ortak mücadele vermek gerekmektedir. Ortadoğu’da emperyalizme karşı mücadelenin gerçek başarısını ülkesel kalıplarda düşünmek bu kavgayı tamamen reddetmek olacaktır. Ortadoğu’nun bugünkü koşulları içinde ülkedeki anti – emperyalist mücadelenin gerçek hedefinin ancak Ortadoğu Devrimci Çemberi içinde gerçekleşeceğini düşünmemek ya da buna karşı çıkmak emperyalizme teslimiyet, kapitülasyonizm olacaktır. Emperyalizmin sıcak savaş bölgesi olarak ilan ettiği Ortadoğu’da anti – emperyalist mücadelenin ülkesel başarısını düşlemek, Ortadoğu halklarının, Türkiye, Kıbrıs, İran, Arap, Kürt halklarının ortak cephesi dışında bu kavganın gerçek hedefine ulaşacağını sanmak ve bunu savunmak, tam anlamıyla oportünizm olacaktır. Ülkelerinde proletaryanın siyasi, ideolojik, örgütsel ve fiili öncülüğünde anti-emperyalist mücadele verecek ve ülkeyi sosyalizme götürecek olan Ortadoğulu devrimciler bu gerçeği unutmamalıdırlar.
Görevimiz, maceracılığa kaçmadan, bilimsel sosyalizmin kılavuzluğunda, dünya devrimci hareketinin bir parçası olarak Ortadoğu’da emperyalizmi kendine bağlı bütün unsurlarıyla birlikte yok etmektir: Ne emperyalizme ve onun çeşitli uşaklarına teslimiyet, ne de maceracılığa kapılmak; fakat Ortadoğu’da emperyalizme en kesin darbeyi vurmak…
Bu amaçla, gelişen Ortadoğu Devrimci Çemberi‘ni tüm teorik, tarihi ve somut hareket hakkındaki bilgilerle, ortak çaba ve sürekli dayanışmalarla güçlendirmek en acil görevimiz olmaktadır.
ORTADOĞU DEVRİMCİ ÇEMBERİNİ GÜÇLENDİRELİM. ORTADOĞU DEVRİMCİ ÇEMBERi iÇİNDE PROLETER İDEOLOJİSİNİ ÖNCÜ KILALIM.
ANT Haftalık Dergi, 17 Mart 1970 Sayı: 168, s.12.