GALATA CADDELERİNDEKİ GİZLİ TARİH

Faruk Pekin’in “Istanbul” yazılarında, geçen ay Galata semtinin tarihi eserlerini anlatmaya başlamış, daha çok bu tarihi bölgenin, sosyo-kültürel analizini yapmıştı. Bu yazıda ise bugünün Galata’sının cadde ve sokaklarına hapsolmuş tarihi mekanları anlatıyor Pekin. Geçen ay Yeraltı Camii’nde noktalanan gezi, kaldığı yerden devam ediyor.

Karaköy Meydanı’ndan PTT binası ile Nordstern Binası arasından yürümeyi sürdürürsek çok hoş binalar arasından geçeriz. Yol sonunda tam karşımıza ge- len han 1550 yılında Mimar Sinan’ın Sadrazam Rüstem Paşa için yaptırdığı Rüstem Paşa Hanı ya da Kurşunlu Han’dır. Fetih öncesinde kullanılan Aziz Mikael (St. Michael) Kilisesi yerinde yapılan avlulu, iki katlı bu eşsiz han bugün ne yazık ki kaderine terk edilmiş durumdadır.

Rüstem Paşa Han’nın sokaktan ana caddeye (S. Evren Caddesi) çıkarız. Yukarıda tam karşımıza beyaz, fildişi rengiyle Osmanlı Bankası Binasının arka cephesi gelir. Unkapanı’na doğru yürüdüğümüzde solda Galata Bedesteni yer alır. Neredeyse bir kare plan içinde 3 sırada 9 kubbeden oluşan bedesteni 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet yaptırdı.

ANITSAL MEYDAN ÇEŞMESİ

Bedesten’in yanındaki sokaklardan Haliç kıyısına çıkabiliriz. Buradan eski İstanbul’un yedi tepesinden altısı çok iyi görünmektedir (Ayasofya Müzesi, Nuruosmaniye, Süleymaniye, Fatih Yavuz Selim camilerinin ve Kariye Müzesi’nin yer aldığı tepeler). Buradan Azapkapı Camii’ne doğru yürüyebiliriz. Atatürk Köprüsü’nün Azapkapı ayağı yakınında yer alan Azapkapı Camii 1577-78 yıllarında Mimar Sinan tarafından Sokullu Mehmet Paşa için yapılmış.

Azapkapı Camii’nden Tersane Caddesi’ne yürüdüğümüzde Azapkapı ya da Saliha Sultan Sebil ve Çeşmesi’ni görürüz. I. Mahmud’un annesi Saliha Valide Sultan için 1732-33’te yaptırılan rokoko stilli, 3 pencereli bir sebil ile 2 çeşmeden oluşan yapı, anıtsal meydan çeşmelerinin Galata’da Tophane’den sonra ikinci örneği.

CENOVALILARDAN KALAN MİRAS

Azapkapı Çeşmesi karşısında küçük hamamın yanından girip yukarıya doğru yürüdüğümüzde sağda karşımıza Yanık Kapı gelir. Yanık Kapı Galata surlarından geriye kalan tek kapıdır ve üzerinde Cenova Kolonisine ilişkin kabartmalar taşır.

Kapıdan içeri girip Yanıkkapı Sokak’ta bir süre yürüdükten sonra sağa ve sola döndüğümüzde Galata Mahkemesi Sokak’ta Galata’nın bir diğer ilginç binası olan Arap Camii’ne ulaşırız. 16. yüzyılda Endülüs’ten kovulan ve Galata’ya yerleştirilen Berberiler tarafından kullanıldığı için böyle adlandırıldığı sanılmaktadır. Üzerinde 715’te Mesleme tarafından yapıldığı yazılmakta. Ancak muhtemelen 14. yüzyılda Cenovalılar tarafından gotik stilde yaptırılan bir Katolik kilisesi idi. Restorasyon sırasında tabanı açıldığında ortaya çıkan Latinlere ait mezar taşları Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor. Bugün minare olarak kullanılan kare planlı ve piramit çatılı çan kulesi benzeri yapı, Galata’nın en aykırı mimarlık örneklerindendir.

Arap Camii’nden sonra Perşembe Pazarı Caddesi’ne doğru döndüğümüzde 18. yüzyıl yapısı çok hoş taş Türk evleri ile karşılaşırız.

BANKALAR CADDESİ

Perşembe Pazarı Caddesi’nden yürüyerek çıkacağımız Voyvoda Caddesi, bizlere başka bir güzel binalar resmi geçidini sunar. Bankalar Caddesi olarak da bilinen bu cadde üzerindeki binalar 19.yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başı mimarisinin en güzel örneklerini sergiler. En görkemli yapı olan Osmanlı Bankası / Merkez Bankası Binası, cephe süslemeleriyle ünlü Alexandre Vallury’nin yapıtıdır. Voyvoda Caddesi üzerindeki ilginç merdivenler Osmanlı Sarayı’na mali danışmanlık yapan, Musevi cemaatinin önemli liderlerinden, kont unvanına sahip banker Avram Kamondo (1785-1873) tarafından yaptırıldı.Kamondo Hasköy’deki görkemli bir anıt mezarda gömülü.

Merdivenleri yukarı çıktığımızda ulaşacağımız Kart Çınar Sokak’ta Avusturya Lisesi yer alır.

Bu sokağın Galata Kulesi sokak ile birleştiği yerde Cenovalıların Galata Yönetimi Binası, Podestat bulunur.

Eski Banka Sokak’taki Sen Piyer Hanı 1771′ de İstanbul’da yaşayan Fransız Kolonisi üyelerince yaptırıldı. Fransız Devrimi şairlerinden Andre Chenier 1771′ de yanan eski binada doğmuş. Han duvarına bu nedenle adına bir plaket çakılmış. Diğer armalar binayı yaptıran Kont St.Priest’e ve Bourbonlara ait.

İSKOÇ TARZI HASTANE

Galata Kulesi Sokak’tan yukarı doğru yürüdüğümüzde Sen Piyer (St. Peter) ve Sen Pol ( St. Paul) Kilisesi’ne ulaşırız. İlk yapı 15.yüzyıldan kalma. Bugünkü yapı Aya Sofya’yı restore eden, Rus Elçiliği, Darülfünun mimarı Gaspare Fossati’ye ait. Önce Fransızlar sonra Maltalılar tarafından kullanılmış. Kilise arkasında Galata Surları’na ait kuleler bulunmaktadır.

Galata Kulesi’nin hemen altında ise ilginç kulesiyle Beyoğlu Hastanesi yer alır. Bina İngilizlerin 1860’da Kuledibinde bir konsolosluk binası yaptırmalarından sonra 1904’te İngiliz Bahriye Hastanesi olarak inşa edildi. Bahçede British Seamen Hospital’in başharfleri BSH ve 1904 tarihli bir çapa var. İskoç tarzı art nouveau biçimiyle İstanbul’un en aykırı yapılarından birini oluşturan bina 1924’de Kızılay’a, 1933’de Belediye’ye devredildi.

Galata Kulesi çevresi aynı zamanda sinagoglarıyla ünlüdür. Felek Sokak’taki TofreBegadim Aşkenaz Sinagogu bugün artık hizmete açık değildir. Yüksek Kaldırım Caddesindeki ünlü mimar Gabriel Tedeschi’nin 1900 yılında yaptığı Yüksek kaldırım Aşkenaz Sinagogu Galata siluetine katkıda bulunan büyük kubbesi ve görkemli dış cephesiyle ilginçtir. Voyvoda Caddesi’nin sonundan yukarıya doğru devam eden Şair Ziya Paşa Caddesi’ndeki İtalyan Sinagogu 106 yıldır faal durumdadır. Musevi Topluluğunun şu anda en çok kullandığı Neve Şalom (Barış Vahası) Sinagogu Şişhane’den Galata Kulesi’ne giden Büyük Hendek Caddesi üzerindedir.

Galata Kulesi, 1349’da Cenovalılarca Galata’yı çevreleyen surların başkulesi olarak inşa edildi. Yapılışı hakkında çeşitli söylentiler var. Başlangıçta İsa Kulesi olarak adlandırılıyor. Osmanlılar döneminde zindan ve gözlemevi olarak kullanıldı.

GALATA KULESİ’NİN GEÇMİŞİ

Kuledibi’nde Laleli Çeşme Sokak’taki nouveau mimarı Raimondo d’Aronco’ yapıtı Laleli Çeşme, Otçu Sokak 9 numaradaki Çinili Han, Küçük Hende Sokak 38 numaradaki binanın bahçesi Serdar-ı Ekrem Sokak’taki binalar, özellikle 56 numaradaki Doğan Apartmanı Galata Kulesi çevresinde görmemiz gereken yerler arasında.

Gezimizi Galata Kulesi’nde bitirebiliriz. 1349’da Cenovalılarca Galata’yı çevre surların başkulesi olarak inşa edildi. Yapı hakkında çeşitli söylentiler var. Başlarda İsa Kulesi olarak adlandırılıyor. Osmanlı döneminde zindan ve gözlemevi olarak kullanıldı. Yangın ve fırtınalardan sonra sayısız restore edildi. Son olarak 1964’de onarım gördü ve 1967’de yeniden kullanıma açıldı. Galata Kulesi’nin yanındaki çeşme, 1732 tarihli ve Bereketzade Hacı Ali Ağa adıyla anılıyor. Aynı adı taşıyan camiin yıkılmasından sonra buraya taşınmış.

LinkedIn
Share
Instagram