Gezi Yazıları

DESTANSI BİR YOLCULUK: TRANS-SİBİRYA EKSPRESİ İLE VLADİVOSTOK – MOSKOVA*

Bir süre önce yine bir Trans-Sibirya yolculuğu yaptım. Yaklaşık 100 yıldır yüreklerde ve beyinlerde izi taşınan destansı bir yolculuk. Seyahat sırasında gezilen Ulan Bator yolu da dâhil edilirse 10.650 km’lik bir gezi. Ekvator çizgisinin uzunluğu 40 bin km’nin üzerinde olduğuna göre dünyanın yaklaşık üçte birini, sekiz farklı saat dilimini geçiş. Uçsuz bucaksız Orta Asya bozkırları, stepler, Sibirya taygaları arasında, Habarovsk’un vahşi ortamından Moğolistan’ın derinliklerine, olağanüstü doğa harikası Baykal Gölü’nden Asya ile Avrupa’yı ayıran Ural Dağları’na “hayatınızın gezisi”.

Bir İngiliz lordu “insanlar ikiye ayrılır” demiş: “Tac Mahal’i görenler ve görmeyenler”. Ben bu sözü gezginler için değiştirerek şöyle kullanıyorum: “Gezginler ikiye ayrılır: Trans-Sibirya Ekspresi yolculuğu yapanlar ve yapmayanlar”.

Dünyanın en önde gelen 10 tren yolculuğu- nu şöyle sıralayabilirim:

  • Trans-Sibirya Ekspresi
  • Afrika’nın Gururu (Cape’ten Kahire’ye 34 gün)
  • Orient-Ekspres (Venedik – Viyana – Prag – Paris – Londra)
  • Flam Ekspresi (Norveç)
  • Maharaca Ekspresi (Hindistan, 8 gün)
  • Dekkan Ekspresi (Hindistan, 8 gün)
  • Bulutlara Giden Tren (Arjantin, 434 km, 15 saat, 4200 m)
  • Kanada, Rocky Mountaineer (2-3 gün)
  • Machu Picchu Treni (Peru)
  • Oyuncak Tren (Hindistan)

Bana göre ikinci en önde gelen tren yolculukları ise şunlardır:

  • Paris-Londra (Eurostar Ekspresi)
  • Orient Ekspresi (Singapur, Malezya, Tayland)
  • Ghan Ekspresi (Avustralya, 3.000 km)
  • Mavi Tren (Afrika)
  • Copper Canyon Ekspresi (Meksika)
  • İskoç Kraliyet Ekspresi (The Royal Scotsman)
  • Şangri-La Ekspresi (Golmud-Lasa, 960 km, 5072 m)
  • Bernina Ekspresi (İsviçre Alpleri)
  • Doğu Ekspresi (Ankara-Kars, 1900 km, 25 saat)
  • İpekyolu Ekspresi (Beycing – Moskova, 21 gün)

Ortaokul ve lise yıllarımda 6 yıl boyunca her gün iki saatlik tren yolculuğu yapmış, buharlı ve dizel lokomotifleri, otoray, posta, banliyö, marşandiz trenlerini çok yakından tanımış bir kişi olarak ben hâlâ ilk gençliğimin tren yolculuklarında geziniyorum. Bu nedenle her tren yolculuğu benim için hâlâ çok çekici. Tren yolculukları dünyanın birçok gezgini için de ilk planda hayal edilen geziler. Edebiyatta, müzikte, sinemada, gezi kültüründe tren yolculukları önemli bir yere sahip.

Trans-Sibirya Ekspresi yolculuğu Moskova-Vladivostok ya da Vladivostok-Moskova arasında yapılan tarihi yolculuktur. Trans-Sibirya Demiryolu esas olarak 1891-1916 yılları arasında parça parça tamamlanan, o günkü koşullara göre “olağanüstü” bir projedir. Vladivostok’taki bu demiryoluna ait bir anıt üzerindeki 9.288 km yazısı o günlerin anısınadır. Bugün başlangıçtaki Kirov yerine Kazan üzerinden gerçekleştirilen bu yolculuğa Ulan Bator da dâhil edilince 10.650 km olmaktadır. Gerçek Trans-Sibirya Yolculuğu budur. Örneğin bu yolculuğun yalnızca 5.655 km’sini yani yarısını yapan Moskova-Beycing yolculuğu teknik olarak da Trans-Sibirya değil, Trans-Mongolia Ekspresi olarak adlandırılmaktadır.

Trans-Sibirya yolculuğunu münferit olarak da yapabilirsiniz, gruplarla da. Çok ucuz olan düşük standart Rus trenlerini de kullanabilirsiniz, değişik kategorilerdeki lüks trenleri de. Bazı tren yolculuklarında trenden inilip bir iki gece otel kullanılıp tekrar trene biniliyor. Ancak Rusça bilmiyorsanız münferit yolculuklar hem çok yorucu olabilir, hem de daha pahalıya çıkabilir.

Şu anda Trans-Sibirya Ekspresleri arasında en güvenilir, en konforlu, en lüks olanı, Moskova-Vladivostok arasını hiç otelde yatırmadan, 13 geceleme ile tamamlarken en fazla yer gösteren GW Travel’ın “Golden Eagle Trans-Siberian Express”i. Altın ve gümüş vagonlar olarak iki ana kategori kullanan bu vagonlarda ranza tipi iki yataklı kompartımanların her birinde duş, tuvalet, saç kurutma makinesi, kasa, uzaktan kumandalı klima, CD/DVD oynatıcısı, LCD ekran bulunmaktadır. 24 saat boyunca ücretsiz şişe suyu, çay, kahve, bisküvi ikramı yapılmaktadır. Kompartıman koridorlarında sepet içinde sürekli taze meyve bulundurulmaktadır.

Trende içinde ufak bir kitap ve DVD/CD koleksiyonu bulunan, canlı piyano ve gitar dinletilerinin sunulduğu ayrı bir “bar” vagonu vardır. Yemekler boyunca içeceğiniz tüm yerli vodka ve yabancı marka kırmızı ve beyaz şarap su gibi akmakta. Her türlü içki ücretsiz.

Kısacası sizin için her türlü ayrıntıyı düşünmüşler. Bir para veriyorsunuz, ardından hiçbir şeye karışmıyorsunuz. 13 gün boyunca bavul açıp kapamadan son derece huzur verici bir gezi yapıyorsunuz. Tren tıngır mıngır giderken, siz pencereden Sibirya’yı keşfediyorsunuz. Bozkır boşluğunu, Sibirya’nın uçsuz bucaksızlığını yaşıyorsunuz. Ya da ilgili bir film izliyor, bir seminere katılıyor, Rusça kursuna gidiyorsunuz. Akşamüstleri “bar” vagonunda canlı piyano ya da gitar dinletisi ile gezinizi zenginleştiriyorsunuz.

Bu gezide UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 3 yeri görüyorsunuz: Baykal Gölü, Kazan Kremlini ve Moskova Kremlini. Ayrıca bir köyde göreceğimiz ve bir yemeği birlikte yiyeceğimiz Eski İnançlıların kültürü de UNESCO’nun Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne alınmış durumda.

İssuri Irmağı, Şilka ve Argun ile büyüyen Amur (2.824 km), Selenga Irmağı ile birlikte 5.540 km olan Yenisey, Kara İrtiş ile birlikte döküldüğü Kara Deniz’e (bizim Karadeniz değil) kadar 5.410 km uzunluğa ulaşan Obi, Selenga, Angara, Kama ve Volga (3.500 km) gibi dünyanın en önemli, en ilginç, suyu çok bol, gösterişli nehirlerini geçiyorsunuz, onların köprülerinde heyecanlanıyorsunuz. Bu köprülerle birlikte teknolojinin ve insanın gelişimine bir kez daha şaşırıyorsunuz.

Tundra kuşağının hemen güneyinde başlayan Sibirya’ya özgü tayga, huşağacı, kızılağaç ve söğüt inanılmaz renkleriyle insanı büyülüyor. Bozkırlar, stepler ise bambaşka bir dünya. Moğolistan steplerindeki yurtlar yani gerler, hayvan sürüleri ise fotoğrafçıların baş kışkırtıcıları.

Ama gezinin en şaşırtıcı doğal yeri Baykal Gölü. Dünyanın en eski, en derin gölü (1.637 m) Baykal, tüm dünya tatlı su rezervinin beşte birini barındırıyor. Kuzey Amerika’daki 5 büyük gölün toplamından fazla suya sahip. Toplam 1.085 tür bitki, 1.550 tür hayvan barındırıyor ve bunların yüzde 80’i Baykal’a özgü. Gölde yedi familyaya ait yaklaşık 50 balık türü yaşıyor. Hayvanlardan tabii ki en ilginç olanı tatlı su foku.

Habarovsk Yerel Araştırmalar Müzesi size gerçek Sibirya’yı tanıtıyor. Geçmişin avcı ve toplayıcı insan yaşamını somut örneklerle görürken, Sibirya kaplanını ve Sibirya ayısını tanıyor, en iyi kürk minkten gelir diye bilirken, sable ile tanışıyorsunuz. Ancak müzenin en ilginç bölümü şamanizme yani kamlara ayrılmış.

Trenle sınır aşılarak Moğalistan’ın başkenti Ulan Bator’a gidiliyor. Gandan Manastırı, dinozor iskeleti ve yumurtalarının sergilendiği Ulusal Tarih Müzesi gezilerinden sonra steplerin ve steplerdeki yurt ya da ger olarak adlandırılan yuvarlak çadırların eşliğinde Terelc Ulusal Parkı’na gidiliyor. Dönüşte Göktürk Yazıtları’ndan Tonyukuk Anıtı görülüyor. Gırtlak müziği eşliğindeki yemekten sonra tren yeniden Rusya’ya dönüyor ve Buryat Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Ulan Ude’ye varıyor. Oradan otobüsle UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi ile koruma altına alınan Semeiske topluluklarından “Eski İnançlılar” köyüne gidiliyor. Yerel dans ve müzik eşliğinde yemek yeniyor.

Baykal Gölü çevresindeki tren yolculuğu seyahatin en harika bölümü. Yol inanılmaz bir mühendislik harikası. Burada feribotla Listvyanka Köyü’ne gidiliyor. Limnoloji Enstitüsü (Baykal Gölü Müzesi) ve Ahşap Mimarlık Müzesi geziliyor. Ardından Angara Nehri kıyısındaki İrkutsk kentine varılıyor. Burada tam günlük bir gezi yapılıyor. Sürgün edilen Çarlık Rusyası Ordusu’nun isyankâr subaylarının izlerini taşıyan Dekabristler Müzesi–Volkonski Konağı geziliyor ve Maria Volkonskaya Salonu’nda Puşkin anılıyor, özel bir müzik dinletisiyle 1840’lı, 50’li yılların havası yaşanıyor.

Daha sonra Novosibirsk, Yekaterinburg (Avrupa-Asya sınırı) ve Kazan kentleri gezilerek Moskova’ya geliniyor.

*“Trans-Sibirya Ekspresi:Uzun Yolculuğun Kısa Hikayesi”, Hürriyet Seyahat, 17 Ekim 2011.