FARUK PEKİN YORUMLARI-BASIN YANSIMALARI
25 Haziran 2013 tarihli Point Otel Paneli
Pekin: İstanbul sınıf atladı
Turizmin anlık tahliller ve tuhaf sayısal verilerle açıklanamayacak kadar değerli kültürel bir olgu olduğunu belirten Faruk Pekin ise İstanbul’un bu süreçte imaj kaybetmediğini, aksine “sınıf atladığını” söyledi.
Sayıların genelde gerçeği yansıtmadığını kaydeden Pekin, önemli olanın Türkiye’ye 35 milyon turist gelmesi değil, 5 milyon turistle aynı turizm geliri elde edilmesi olduğunu belirtti. Pekin, bu anlamda en doğru turizm çeşidinin ise kültür turizmi olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin kültür ve turizm politikasının olmadığını savunan Pekin, “Türkiye’den 3 yıl önce kültür belgesi istendi. STK’lar özel kültür politikası hazırladı ve bu basıldı. Mart ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı hâlâ Avrupa’ya sunamadı” dedi.
FARUK PEKİN: İSTANBUL BU OLAYLARDA SINIF ATLAMIŞTIR
Fest Travel Başkanı Faruk Pekin, Orta Asya gezisinden bahsederken orada yaşayanlarla sohbetine değindi. Pekin “Onlara kime inanırsınız diye sorduğumda “doğaya” dive cevap verdiler. Sebebini sorunca “Ben doğayı korurum, doğada beni korur” şeklinde cevap verdiklerini belirterek şöyle devam etti.
”Taksim gezi Parkı’nda özel yaşamlarına müdahale edilen insanlar “Artık Yeter” dediler. Sovyetler Birliği’nde Gorbaçov, Rusların votkasına müdahale edildiği için başarılı
Türkiye’yi sarsan 2 gün ise 15-16 Haziran 1970’te sendikalar yasası değiştirildiğinde gerçekleşti.Sokak çok güzel bir yerdir. Herkesin kendi derdini ifade edebileceği bir yerdir. DİSK örgütü çağırdı, sokağa çıkıldı ama olayları örgütü aştı. Sıkıyöntim oldu ve DİSK içeri girdi.
TÜRK TURİZMİ KÜLTÜR TURİZMİYLE KAZANIR
Taksim’de müthiş güzel bir şey yaşandı. Kendiliğinden çıkan hareket çok öğretici oldu. Turizm anlık ve tuhaf tahliller yapılamayacak değerli bir olgudur. İstanbul bu olaylarda sınıf atlamıştır. Dünya çapında kendisini ispatlamıştır. Kent turizmi geleceğin en büyük turizmidir. Şehirler, kültürel ve tarihi mirasla değil yaratıcı gücüyle satılıyor. İstanbulda başlayan hareket son 5-6 yıllık çalışmanın ürünüdür. Bienenalleri izleyin görecekseniz. Turist denilince tek başına gelen yatan turisti değil. Türk turizminin tek kazanacağı turizm kültür turizmidir. O sayılar sahtedir. Sayı önemli değildir Türkiye’ye 35 milyon turist gelmesin o parayı 5 milyon kişiyle kazanabiliyorsan gerçek turizm budur. Çevreye verilen zararlarla turist gelmesin.
TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR POLİTİKASI YOKTUR
Bu ülkenin kültür politikası yoktur. Bilgi Üniversitesi bunu bastı. Ama bakanlık hala Avrupa’ya sunamadı. Kültür master planımız yok. Yaklaşmakta olan ve FED in açıkladığı ekonomik kriz var. Turizmi çok büyük sıkıntılar getirecektir. -Bunu da geziye bağlayacaklardır.
İstanbul artık olimpiyatlarla tanıtılacak şehir değildir. Kültür ve turizm politikası olmayan ülkede turizmciler elyordamıyla yerini bulacaklardır. Eğer kültür turizmi yapmaya devam ederseniz Türkiye’nin çevre değerlerini harcatmazsanız kaliteli 10 milyon amaçlarsanız bazı olaylara rağmen kültür turisti gelir. İstanbul sınıf atlamıştır ve İstanbul kendi yaşamlarını daha fazla karışmayın demiştir. Yaratıcılık had safhadadır.
TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR
Marifet bu İstanbul’u bu haliyle pazarlayabilmektir. Turizmciler olarak bunu yapmalıyız. Şimdi bizden turistler geziye götürecek misiniz diye soruyorlar. Gezide yaşanan deney müthiş bir deneydir. Türkiye’ye ivme sağlamıştır. Türkiye artık eski Türkiye değildir. Gençlik sesini farklı bir şekilde duyurmuştur. Turizmciler bu yeni İstanbul’u ve yaratıcı gücü nasıl pazarlayacaklarını düşünmelidirler.
Sorun kültür turizmidir. Kısa vadede turizm yapılamaz. Turizm uzun vadeli iştir. Gezinin ortaya çıkardığı gerçek kültür turizminin kaçınılamaz olduğudur. Divan otelin saldırı turizmde önemli bir vuruştur. Turizmde önemli bir ölçüttür. Türkiye’deki büyük siyasi yapılar taksimden henüz gerekli dersi çıkaramadılar.”
http://www.tuyed.org.tr/turkiye-kazandi-turizmciler-sinifta-kaldi/
Pekin: İstanbul sınıf atladı
Turizmin anlık tahliller ve tuhaf sayısal verilerle açıklanamayacak kadar değerli kültürel bir olgu olduğunu belirten Faruk Pekin ise İstanbul’un bu süreçte imaj kaybetmediğini, aksine “sınıf atladığını” söyledi.
Sayıların genelde gerçeği yansıtmadığını kaydeden Pekin, önemli olanın Türkiye’ye 35 milyon turist gelmesi değil, 5 milyon turistle aynı turizm geliri elde edilmesi olduğunu belirtti. Pekin, bu anlamda en doğru turizm çeşidinin ise kültür turizmi olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin kültür ve turizm politikasının olmadığını savunan Pekin, “Türkiye’den 3 yıl önce kültür belgesi istendi. STK’lar özel kültür politikası hazırladı ve bu basıldı. Mart ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı hâlâ Avrupa’ya sunamadı” dedi.
http://www.sabah.com.tr/Pazar/2010/08/01/dan_brown_istanbulla_ilgili_bir_roman_yazabilir
Ünlü yazar Dan Brown’a İstanbul’u gezdiren, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı Onursal Başkanı Faruk Pekin’le UNESCO’nun koruma listesinde yer almanın önemini ve kültür turizminin nasıl gelişeceğini konuştuk
Faruk Pekin, ‘Dinler Tarihi’nden Kapadokya’nın şiirsel kayalarına pek çok alanda kalem oynatmış bir gezgin ve yazar. Türkiye’yi ve dünyayı köşe bucak geziyor. 25 yıldır yönettiği Fest Travel ile gezdiriyor. Turizmi ‘şuranın önünde bir resim çekinsem,’ mantığından farklı algılayanlar için sağlam bir rehber. Hafta başında ‘İstanbul, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinden çıktı çıkacak,’ haberlerinin ardından, ‘Vay İstanbulum’ başlıklı mailini gönderince sanal âleme, şart oldu konuşmak kendisiyle… UNESCO, İstanbul’un tarihi yarımadadaki kültürel mirasıyla ilgili koruma süreçlerinin UNESCO yaklaşımlarıyla uygun olduğu görüşüne vardı cuma günü ama Pekin, kentin kültürel mirasının geleceğinden çok endişeli. Yıllar önce Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla ‘Boğaziçi Köprüsü değil Zap köprüsü,’ diyen, yıllar sonra üçüncü köprüye karşı Sarıyer sırtlarında yürüyen Faruk Pekin, “Deniz gibileri hâlâ olsaydı, 12 Eylül yaşanmasaydı, Hakkari’ye o zamanlar yatırım yapılsaydı, bugün yaşadığımız pek çok şeyi yaşamıyor olacaktık,” diyor.
– ‘Türkiye’ye parasız turist geliyor,’ söylemi hep vardır. Nasıl değişir?
– Geçenlerde bir anket yapıldı, işsizlik parasıyla gelenler var. İkinci Körfez Savaşı sonrası krizden çıkmak için gidilen yol bunu getirdi. ‘Türkiye ucuzun cenneti’ dersen adam burayı kültürel olarak algılayamaz. Oysa mesela Hindistan 2000 yılından bu yana ortalama turist harcamasını 900 dolardan, kişi başına 2200 dolara çıkardı.
– Ne değişti de böyle oldu?
– Onlar şanslı. Goa ve Madras var. Zaten Hintliler denize girmez. Madras dünyanın sayılı plajlarından biri ve ben orada 1 milyon kişinin sıcakta ceketle oturduğunu gördüm. Hindistan, Delhi dışında fazla otel yapmadı. Otel fiyatlarını düşürmedi. Bir tek sloganla ‘Incredible India’ (İnanılmaz Hindistan).
BİRİCİK-EŞSİZ İSTANBUL
– Bize nasıl bir slogan yakışır? – Eşsiz kelimesi var, biricik kelimesi var. Türkiye biricik, benzeri yok. Altını doldurursun. Akdeniz çanağında senin sahip olduğun güneş, deniz, kum turizmine bir yığın ülke sahip; İspanya, Tunus, Fas… Senin bunlarla baş etme şansın yok.
– Pek çok ülkeye vize kaldırıldı. Bu bir farklılık yaratmaz mı turizm anlamında?
– Yarattı. Hafta sonu Urfa’daydım. Birçok kişi İran’dan gelip Suriye’ye geçiyor. Maddi kazanç tarafı ayrı tartışılır ama Avrupa vizeleri kaldırmadığı sürece, vizeleri kaldıran ülkelerden dolayı Avrupa vizesinde hep sorun yaşayacağız. Türkiye yol geçen hanı olunca vizeler daha sıkı ele alınacak.
– Mısır’daki Abu Simbel Tapınağı baraj sebebiyle 1954’te yüksek bir yere taşındı. Biz niye Hasankeyf’i taşıyamıyoruz mesela?
– Dünyanın en büyük projesidir o ve herkes yardımcı olmuştur. Esas Filia tapınağı vardır ki onun parçaları çok daha ufak. Filia Tapınağı’nı da taşıdılar ve Mısır o zaman bununla çok turist kazandı.
BROWN, AHŞAP HAÇ EFSANESİYLE ÇOK İLGİLENDİ
– Bize niye kimseler yardımcı olmuyor Hasankeyf için?
– Bize yardımcı olmak için kolları sıvadı herkes de biz kolay formül bulamıyoruz. Bir zamanlar bir yazılım firması Zeugma için 100.000 dolar para ödeyecekti ve parayı aktarma formülünü bulamadı Türkiye’de. Zorluk çıkaran da Kültür Bakanlığı’ydı. Allah’tan bu bir tartışma yarattı da Zeugma ünlenmeye başladı. Mahfi Eğilmez’in Hititler konusunda yazdığı romanların bile turizme etkisi oluyor. En uç örnek Dan Brown. Adam Da Vinci Şifresi‘ni yazdı ve bambaşka bir şey oldu. Kitapta geçen İskoçya’da bir şapel vardır. O şapel hiç bilinmezdi ve şu anda giriş 18 lira, bizim koca Topkapı Sarayı 20 lira.
– İstanbul’a da geldi Dan Brown. Şöyle Yerebatan Sarayı’nda başlayan bir roman yazsa mesela…
– Biz gezdirdik onu da. Rehberimiz Serhan Güngör gezdirdi. Özellikle tarihi yarımadayı dolaşmak istemiş ve İstanbul efsaneleri üzerine çok soru sormuş. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği ahşap haçın Ayasofya’da olduğuna dair bir efsane var. Bu efsaneyle ilgilenmiş daha çok. İleride İstanbul hakkında bir kitap yazabilir, neden olmasın. Popüler kültürün kültür turizmine de bir faydası olur böylece.
“Edirne’yi pazarlayabiliriz”
Bunları da beğenebilirsiniz

TREN İLE NAMİBYA SAFARİ
6 Temmuz 2020
81 DERECE KUZEY ENLEMİNE SEYAHAT
14 Mayıs 2020